Lilypie Fourth Birthday tickers

27 Mart 2010 Cumartesi

Öyle bir geçer zaman ki

Nasıl bir hızdır bu böyle yetişmek imkansız..
Pipimiz gitti gideli oturmadık ki ailecek tabiri caizse kıçımızın üstüne..yazacaklarda birikti elbet dağ gibi..
Mesela ben daha Yaman elleriyle tutunup doğruluyor yazısı yazacaktım,adam neredeyse yürüyecek artık.
Nerden başlasam,nasıl anlatsamm...

mmmm...en lezzetlisinden yani spadan başlayalım o zaman.
Babamız dönmeden onunda görmesini istediğim için hem de hep biz insanları rahatlatıyoruz,
bu sefer de spacılar bir  spa keyfi  yapsın istedim,bakalım nasıl oluyormuş bir tatmak istedim,Yaman efendi ananesiyle vakit geçirirken biz spa'da keyfe gittik.(zalim anne,acımasız anne).

Sağım,solum,önüm,arkam Keyif..
Her yer keyif için,dinlenmek için..dinlenip tazelenmek için..
Her şey sanki yorgun anneler için..
NUA spa,'zamanın durduğu yer''diyerek karşılıyor konuklarını fakat zaman duramadı bizim için,aklımız miniğimizde kaldı bir de üstüne babamız ''ben keyife keyif demem oğlum yanımda olmayınca''deyince tam manasıyla tası tarağı topladık dönüşe geçtik.Dönüşte tam benlik, içinde bir sürü antika eşya bulunan,bahçesinde ise ıncık cıncık herşey olan şirin bir ızgaracıda süper bir köfte yedik,orada kamerama takılanlar işte bunlardı.

Ertesi gün babamız gitme hazırlığına başladı.
Saatler geçmesin isterken,gelme saati o kadar çok yaklaştı ama biz bi türlü babamıza doyamadık,tek başına dönmesini içim almadı bu sefer..
O da dünden razıymış meğer,gelelim mi seninle dememle gelsenize demesi bir olunca,hiç beklenmedik bir marmaris ziyaretimiz oldu.Ben nasıl olsa babamızla gideceğiz,hem tam da uyku vaktine denk geliyor diye hiç planı bozmadım,uçak aklımın ucundan bile geçmedi,otobüste kocişkomun yanında paşa paşa giderim sandım safça :)) bir bebekle 12 saatlik yolculuk??
Yaman neredeyse tüm yol boyunca uyumasına rağmen,yanımızdaki koltuğu boşaltmamıza rağmen,ben gözümü bile kırpamadım..ya uyursam,koltuktan düşerse,araba fren yaparsa,aman o aman şu,ayy bu annelik ne zormuş ya...Yan koltukta horul horul uyuyan kocayı gördükçe de içten içe nasıl kin yaptım anlatamam ki ben normal yolculuklarda bile  uyuyamazsam,kafasını arkaya dayayıp,yatakta gibi mışıl mışıl uyuyanlara nasıl gıcık olurum bi allah bi ben bilirim.
Zaten Yaman da uyudu dediysem,otobüsün her durduğu yerde,ışıklar açılınca sanki kendisi inecek gibi kalkıp etrafa bakınmalar yetmezmiş gibi,4de gözlerini fıldırfeş açıp host abiye kur yapmaya başladı bir anda.2 saat kadar uyanık kaldıktan sonra uyudu,işte o ara bende uyudum 30 dak.sonra gelmişiz zaten,neyse sağ salim gelmiştik ya sonunda..
Evde misafirimiz vardı,sabahın köründe ,ilk iş mışıl mışıl uyuyan misafirimiz gülşen teyzesinin koynuna atıldı beyim,Gülşen için ufak bir şok oldu bu. Sonra biraz dinlenip iş yerimize gittik,önce Oya teyzesine sürpriz yaptık,kafasını işe gömmüş oya teyze,bir anda karşısında Yamanı görünce deliye döndü ve az bir zaman sonra Birlikte uyku terapisi yaptılar yine her zaman ki gibi..

Sırada ciciannemiz vardı.Kapıyı çalıp paşayı paspasa bıraktım,ben saklandım.
Kapıyı açınca,paspasta bir bebek gören Yaman'ın ciciannesi Nadire ablacım neye uğradığını şaşırdı tabii.
Biblo dükkanından farksız olan bu eve Yaman bayıldı,nereye bakacağını şaşırdı,neye dokunacağını bilemedi,ben eminim ki ''iyi ki şu ayağa kalkma işini öğrendim''dedi kendince.''Demek ki en çok karıştırmaya yarıyormuş...''


Sonra Fındık abisiyle tekrar tanıştı..Dejavu olmuyor mudur ona?
Ne ilginç,aslında tüm bu anlattıklarım zaten onun hayatında olan şeylerdi fakat miniğimin bunlardan hiç haberi yoktu,şimdi ise hepsiyle tam manasıyla tanışıyor,herşeye tepki veriyor,tepkileriyle tanıştığına memnun oluyor,ya da olmuyor,aslında  herşeyi çok beğeniyor..özellikle de o şey yeniyse..
Fındık abisi ve sokağımızın köpeği bethoven.
Fındığı ilk gördüğünde tüylerini avuçladı ve sıkı sıkı çekti ama akıllı abisi gıkını bile çıkarmadı..
Çocukları ve hayvanları aynı kareye almak bir mucize ve ben bu sefer o mucizeyi gerçekleştiremedim.

Günün sonunda uykusuzluktan ölmek üzereydim,gündüz uykuları 30 dakikadan uzun olmadığı için gündüzde uyuyamadım,akşamda yeni sünnet olduğundan mıdır,yerini yadırgadığı içinmidir nedir bilmem,ne kendisi uyudu ne de bizi uyuttu.Bir günde benim pilim bitti,uykusuzluk gerçekten bir annelik sınavı..
Yaman kime benziyor diye düşünüp duruyorduk ya,kime benzediğini bulduk,Cemal abimize benziyor ayol bu çocuk.
Akşam çok tatlı bir ziyaretçimiz vardı,Yaman babasının kopyası Bedirhan abisini çok sevdi.


Sabah kalktığımda bebeğini tek başına büyütmek zorunda kalan tüm anneler ve kendim için sabır duasına çıkasım geldi.
Güzel olan şey havanın harika oluşuydu,bahar erken geldi içime..bebeğim sevdiklerimizleydi,evimizdeydik ama uykusuz geçen ikinci gün ve bitmek bilmeyen mızmızlık hali bana dönüş kararı aldırdı.Dopdolu geçen iki gün bir gece bize yetti ve bulduğumuz ilk uçakla kaçar gibi döndük annemin şefkatli kollarına:))
Uçakta da devam eden mızmızlığın sebebini ertesi gün dedesi keşfetti.
Meğer ağzı bütün yara içindeymiş kuzumun.Ben sünnetten diye düşündüğüm için bilemedim ve döndüğümüze çok sevindim çünkü çok zor bir gün daha geçirdik pazar günü.Hiç durmadan mızıldadı.Hemen doktorumuzu aradık,kullanmamız gereken ilacın adını alıp,dedeyle nöbetçi eczane arayışına çıktık.Bulduk,yavaş yavaş geçti yaralar ama çok ızdıraplıydı hem onun için hem bizim için.En ızdıraplı olansa günde 4 kez olan  uygulama,önce karbonatlı suyla ağız temizlenecek,ardından ''mikostatin''adlı ilaç yaralı yerlere gelecek şekilde verilecek,eğer ağzını açarsa..ilk uygulamadan sonra,herşeye ağzını açan çocuk,kokusunu mu anlıyor ne oluyorsa nasıl kapatıyor o ağzını açabilene aşkolsun.sadece bunlar olsa iyi,demiri var,d vitamini var,her ilaç verme anı bana tasa olmaya başlamıştı ki yaraları hafifledi.
Tam o düzeldi,ben hastalandım.Bir anda boğaz ağrısı,kırk derece ateş,
Yorgunluk bir yandan
hastalık bir yandan,
al bakalım sen misin bebeğini evde bırakıp
spa keyfi yapan...




Posted by Picasa

9 Mart 2010 Salı

elveda pipi

Üzgünüm miniğim..bugün biraz canını yaktılar,çok üzüldüm annem..
ama ilerde hatırlama,olsun bitsin hemen kurtul diye,yapmamız gereken bir uygulamayı sadece biraz erkene aldık senin sağlığın için.
Baban yanımızdayken,herkes biraradayken olsun bitsin dedik..

  Oldu da bitti maşallah..

Peki nasıl oldu?
Açıkcası düşündüğümden daha kolay oldu..


çünkü sen çok güçlü ve metanetli bi bebeksin biliyor musun?
sanki bugünkü macerayı sen yaşamamışsın gibi mışıl mışıl uyuyorsun şimdi.



Dün,ben tahlil için kan alınacağı sırada ağlayacağından emin olduğum için duramadım yanında,çıktım,dışarıda ses duyacağım  ve üzülüceğim diye düşünürken,bir de ne göreyim,benim minik annenesinin kucağında,elinde zevkle arabanın anahtarını kemiriyor,gıkı bile çıkmamış..
Bugünde aynı taktikle damar yolun açılırken oyaladı baban seni;sonuç yine başarılı,gözyaşı dökülmeden halloldu bu iş de.






















Hiç ağlamadığın için hemşire ablalar bayılmış sana..

Eee..tABİİ sen de onlara..
biz babanla serumunun ilerlemesi derdindeyiz,sen orada hemşirelere sarkayım,şu hortumu koparayım,bu demiri ne kadar sallarsam düşürürüm,baba bırak beni emekleyeyim triplerindesin..

Bu arada o dakikalar bana çok stresli gelmişti fakat fotoğraflara bakınca biraz rahatladım,çok da kötü değilmiş yani..


İşte en sıkıntılı an..
o şeyi ağzına götüremedin ya,deli oldun..
işte pipiden ziyade orada bizi en çok yoran ve zorlayan şey,bu elindeki zımbırtıyı 5 saate yakın(operasyon öncesi ve sonrası)fazla hareket ettirmeden tutmanı sağlamaktı.


artık zaman geldi,ufak bir sakinleştiriciden sonra en son böyle bakıyordun,içimden tüm iyi dileklerimi saydım,duaları okudum,kızdım hep,neden var böyle bir şey diye..


ama daha ben bunları sorgularken...
olmuş da bitmiş,geldin bile..
hiç yakışmamıştı bu şeyler miniğimin minicik ellerine..


İlk geldiğinde de sakin sakin bakarken,bir ara bi çıldırdın..
Allahtan az sürdü..




işte bu dakikalardı canımın canının yandığı anlar
Kollarımda sızdı kaldı,
Nefesi burnumu ısıttı,
Acısı içimi acıttı..
Geçti bitti bak annem,büyüyünce de bana olur mu?
''annecim hiç acımadı...''



5 Mart 2010 Cuma

5 liraya bu mutluluk fazla

Duyarlı olduğumu düşünürdüm ben,özellikle hayvanlar ve çevre  konusunda..
Ne kadar da vurdumduymaz olduğumu hissettim bu anların keyfini yaşarken.


Çok sevdiğim bir ailenin yapıcı annesi geçen gün bize geldiğinde üzülüp durdu,''buğday alacaktım,alamadım geç oldu'' diye,

Biz de onlara gidiyorduk,bu sefer benim düşünceli annem kadıncağız üzülüp durdu,''biz alalım bari buğdayları''demeye başladı.

5 liralık buğday aldık.
O dakikalarda bilmiyordum henüz bu kadarcık bir şeyin koca bir mutluluk topağına dönüşeceğini..

 5 liralık buğday mutlu etti
gökyüzündekileri,

onların karnı doydu diye mutlu oldu
ince fikirli kişi.

5 liraya ne kadar ucuz bir keyiftir bu böyle..
bu da eşentiyonu,
bedava el masajı..

















Cami avlusu değil,pencere önü.

Yani insan istedimi,mutluluk pencerenin hemen önünde aslında.

Uzaklarda aramamalı.
Küçük Prens uykudayken,annesi kuşlarla terapideydi..Nasıl bir keyif o küçük canların usul usul korka korka sokulup,güvenince pıtı pıtı çekinmeden karınlarını elimden doyurması..
Ilık rüzgarın yüzümü okşaması..
Güneşin gözlerimi kısması..


Birden Yamanın ağlaması.
Kuşlarla tanışması.
 
  
 Uykulu gözlerle tanıştığına memnun olması.
 Bu haline çok gülmem de işin ekstrası..

5 liraya bu mutluluk çok fazla kısacası..

hep yapmalı diye düşünürken,
aklıma geldi bizim apartmanın girişindeki bir evin balkon demirlerindeki çiviler.
Hep merak ederdim bunlar ne diye?
Güvercinler konmasın diyeymiş meğer.
Ne kadar yazık,
yok güvercinlere değil,
bunu yaşayamayanlara ve onların çocuklarına..

Az kalsın unutuyordum;
Bir yakışıklıdan onun eli büyüklüğünde bir buket çiçek bile aldım o gün.
Evren ablasıyla bana çiçek toplamışlar,kendi elleriyle bana uzattı oğluşum..

1 Mart 2010 Pazartesi

ver mi diyor ne?


















ta-ta-ta-tammm....

Bugün  tam 8 aylık bir bebeğim.
Emekleme işini çoktan hallettim,
İki bacak üstünde ha durdum ha duruyorum
ama yürümektir asıl hedefim..

annemi de çok severim
ama mamaları daha çok severim,
büyükler ne yiyiyorsa;
onları yemektir dileğim..

ama hala miniğim,
derdim çıkmayan dişlerim,
Yemek yemektir tek tesellim.

 8 aylık bebeklerin bana büyük geldiği günleri düşünüyorum ve zamanın nasıl geçtiğine inanamıyorum..
Ne zamandır Yamanın neler yediği ile ilgili birşeyler yazmak istiyordum fakat bugün ne yediğinden çok onun yemek yerken ve isterkenki komik hallerini yazmak daha cazip geldi.


5.ayından beri ne zaman masayı hazırlanıyor görse,yemek yeneceğini anlayıp,heyecanlanıyordu zaten.Tabii o zaman onun bu halleri hepimizi gülümsetiyordu..gel gelelim dişler çıktı çıkalı arkadaşta bir afra bir tafra..ne zaman tıngır mıngır mutfakta bir ses duysa patır patır yengeç yengeç emekleyerek mutfağa geliyor bir hışım.Gözler fıldır feş aranıyor ''evet,ne yiyiyoruz'' der gibi.
Sıkıyorsa yediğinden verme..

Paşamın ağzında birisi yeni patlamış,diğeri ha geldi ha gelecek ve 2 tane de adam gibi çıkmış dişi var ama ona sorarsan tam 32 dişi var.Herşeyi yerim havalarında.Bugün kuaföre gittik annemle,yaman efendi de yanımızda.
annemin işi yapılırken bende yarımcık simitimi yiyecektim göya ayranımla.ne mümkün?başladı yeni ''veayh''seramonisine..eller havada,sinirli ve en sabırsız tavrıyla ''VEAYH''..
ne ola ki bu ''veayh''?
acıktı mı ki?yoğurdunu vericem,yok yok ''veayh'' Ben de bandım simidi ayrana veayh'dim gitti:)neredeyse yarım simit güpletti.

Bu sabah annem keşfetti. ne zaman bir şey istese özellikle yemek ve türevlerinde ''veayh,veayh''gibi bir ses çıkarıyor.Sonradan anladık..Eni konu ''ver''diyor işte minik kendi dilinde..salak mıyız neyiz?anlamadık gitti.


Biz zaten yıllardır huzurla yemek yememeye alışkınız ailecek.
Marmariste bizim Fındık rahat vermez,patilerini dayar insanın dizine,gözünün içine derin derin bakar bakar..sen yiyemezsin..
İzmitte Umut miyav miyav dolanır durur masanın etrafında,kafan şişer,o na vermeden,keza sen yine yiyemezsin.
şimdi bunlara birisi daha eklendi..''veayh,veayh''diye dizlerime tırmanıp,saniyede farketmeden kucağıma çıkan,dünyanın en tatlı ama en tatlı varlığı.


istediğini almış olmanın dayanılmaz hafifliği bu olsa gerek..

Bu arada bu kadar yemekten bahsetmiş olmamın  yaklaşık 1 haftadır artık kilolara savaş açmış olmamla  bir ilgisi olabilir mi acaba??